21 Nisan 2008 Pazartesi

E-ticaret Oyunu

Oyunları kim sevmez? Saatlerce hatta günlerce başından kalkamadığımız oyunlar bizi gerçek dünyadan alıp bambaşka bir dünyanın içine sürüklüyor. Peki nasıl kanımıza işliyor da bir türlü erkana sırtımızı dönüp de terkedemiyoruz onları? Cavabını içimizden biri, Özgür Alaz anlattı, biz dinledik ikna olduk. Hatta sadece anlatmakla kalmadı bu ipuçlarını e-ticaretle birleştirip bağımlılık yaratabilecek siteleri yaratmanın yollarından da bahsetti.

Ama önceee Özgür Alaz kimdir?

2000 yılında hepimiz gibi ÖSS stresi çekmiş, sonra kendini İ.T.Ü. İşletme Mühendisliği'nde bulmuş. Google bize logo yapsana kampanyasıyla geleceği konusunda sinyaller vermeye başlamış. Youthrepublic'de çalışmış olan Özgür, şu an Yapıkredi'de trend danışmanlığı yapmakta.

Şimdi dönelim konumuza ve Özgür'ün anlattıklarına... Bizi oyunlara bağlayan 5 mekanik var, toplayıcılık, puanlama, geri bildirim, etkileşim, kişiselleştirme.

Toplayıcılık -> İnsanoğlunda bağımlılık yaratan en büyük etken olarak karşımıza çıkıyor. Oyunlara baktığımızda ya silah ya kupa ya eşya ama illa ki toplayacak birşeyler buluyoruz. Hepimizin içinde hepsine sahip olma dürtüsü var. Peki bunun bizim e-ticaret sitemize faydası ne? E-ticaret sitemizde bu dürtüyü uyandıracak birşeyler yapmak kişilerin siteye bağlanmasını kolaylaştıracaktır. Mesela Facebook'da neredeyse hayatında sadece iki kelime ettiği insanları arkadaş listesine eklemeye çalışan bir insan toplayıcılık illetine çoktannn bulaşmış demektir. Buna benzer listeler oluşturmak gerçekten etkileyici olacaktır.

Puanlama -> Oyunlardaki level, altın sayısı ya da puan. Başkalarıyla karşılaştırabildiğimiz gücümüzü ya da zekamızı gösterdiğimiz araçlar. Benzer şekilde videomuza, fotoğrafımıza verilen puanlarda bir güç gösterisi...

Geribildirim -> Hepsine sahip olmanın yanı sıra herşeyi bilme duygusu da bağımlılık yaratıyor. Kim ne yapmış, kim benim arkadaşlık teklifi kabul etmiş, kim resmime yorum yapmış gibi bir çok sorunun cevabı notification'larda saklı.

Etkileşim -> İnsanları canlı ve dinamik tutan bir faktör. Karşılıklı yazılan duvar yazıları, durumunu yenileyenleri inceleme, onların fotoğrafına yorum yazma hepsi bizi etkileşim içine sokan, hem bizi hem siteyi canlı tutan faktörler.

Kişiselleştirme -> Oyunlarda karakterleri ya kendimize benzetiriz ya da olmak istediğimiz birine ama sonuçta bizim içimizi yansıtır. Myspace'deki temalar, facebook'daki application'lar bunlara birer örnek...

Bu 5 mekaniğin doğru kurgulanması kullanıcılara yeni deneyimler kazandıracak ve siteye bağlılıklarını arttıracaktır.

Trend ustası Özgür, 2008'in yeni trendine örnek olarak Zopa'yı gösterdi. Zopa yurtdışında iki kişi arasında (peer2peer) kredi alıp vermeye dayalı bir sistem Kişiler kredi notlarına ve kredi miktarlarına göre taleplerde bulunuyor ve kendisine kredi verecek olan insanları arıyor. Banka yerine zopayı tercih etmelerinin nedeni bir kişiye aynı anda birden fazla kişinin kredi vermek istemesi ortamı kızıştırıyor ve faiz oranı düşüyor. Bu kredi alanın işine geliyor fakat bunun yanı sıra insanların kredi vermeye bu kadar istekli olmalarının sebebi de bankadan gelecek paradan daha fazlasını elde edebiliyor olmaları.

Hiç yorum yok: